Güncel Politika Magazin Spor Sağlık Özel Haber Vİdeo Haber Yazarlar
ABONEYİZ ABONE !!!
" YİNE KAYBOLACAK MISIN SAYIN KILIÇDAROĞLU?"
" SEVİN BENİ "
BAYRAK TAŞIYICI ...

"Aslında Emin Çölaşan Öldürülecekti "

Tarih: 12.07.2015, 04:13 | ÖZEL HABER
Yıllardır çözülemeyen Necip Hablemitoğlu Cinayeti için savcılar hareket geçti ve her türlü bilgi belge ve delili titizlikle inceliyor . O yıllarda gözden kaçan ya da akıllara bile gelmeyen her türlü ayrıntı tekrar tekrar değerlendiriliyor her türlü ihtimal masaya yatırılıyor.Memleket sevdalısı bir yazarın katledilmesinden sonra çok ama çok ilginç gelişmelerde yaşandı, bunlardan en ilginci ise korkunç cinayetin birilerinin rüyasına girmesiydi … Önce Necip Hablemitoğlunu kısaca tanıyalım ve cinayetin yaşandığı yıllara geri dönelim .

 


"HER ŞEY ÖRTBAS EDİLMİŞ"

Tarih, 18 Aralık 2002.  Yani bundan 12 yıl önce, Akademisyen yazar Necip Hablemitoğlu evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Yetkililerin “Çok profesyonel işlenmiş bir cinayet, çözülmesi hayli zor olacak.” Diye açıklama yaptığı Cinayet hakkında, Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan  2006 yılında konuştu ve : "Bu ülke Hablemitoğlu cinayetini yaşamış, sonrasında her şey örtbas edilmiş bir ülke" dedi ve ekledi  ;  "Bizim hükümetlerimiz döneminde faili meçhul kalmadı. Bir Necip Hablemitoğlu var. Onunda durumu özel" demişti.

"GÖZÜNDEN VURULMASI MANİDAR"

Bir başka kaynak da, Hablemitoğlu’nun gözünden vurularak öldürüldüğünü belirterek şu değerlendirmeyi yapıyordu ;  “Kullanılan silah Parabellum Ruger. Hablemitoğlu Gözünden vuruluyor. Bu bile mesaj olabilir. Neden gözünden vuruluyor, bunun da araştırılması gerekiyor. Benzer şekilde işlenen suikastlara, cinayetlere bakmak gerekiyor.”

13 YILDIR ÇÖZÜLMEYEN SUİKAST

13 yıldır faili meçhul kalan Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayeti ve Suikastin fail ya da failleri hakkında birçok şey yazıldı, söylendi,  ama geçen 12 yıla yakın sürede yargı önüne tek bir kişi bile çıkartılamadı.Cinayet ‘faili meçhul’ kaldı. Hâlâ da öyle duruyor .

Peki ;2002 Yılı, Soğuk bir aralık ayında,  Çankaya – portakal çiçeği sokaktaki evinin önünde kahpe bir pusuyla öldürülen Dr.Necip hablemitoğlu kim yada kimler tarafından hedef seçilmişti ve NİÇİN ? bu sorunun bir çok şıkkı olan cevapları var ;

Dr. Necip Hablemitoğlu cinayeti o tarihlerde  Türkiye’yi karıştırmayı amaçlayan bir saldırı için seçilebilecek en doğru isimlerden biriydi.
   
    İlgi alanı çok geniş olan Hablemitoğlu, çok sayıda kişi, grup ve kuruluşu eleştirmiş, suçlamıştı. Dolayısıyla da düşmanı, sevmeyeni, istemeyeni çok bir isimdi.

       Elbette böyle bir kişi öldürüldüğünde suçlanacak, şüphe altında kalacak pek çok kişi ve grup olacaktı.

       Üstelik bugün şüphe altındaki isim ve grupların son derece ilginç bir ortak özellliği var; hepsi Türkiye’nin temel meseleleriyle yakından ilgili.

       Satır başlarıyla değinirsek ;

       Hablemitoğlu, öncelikle Fetullah Gülen grubunun adeta “belalısıydı”. Bu grubun Türkiye ve Türki Cumhuriyetlerdeki örgütlenmesi – oklar açarak aktif olarak faaliyette olması -  üzerine enteresan araştırmaları vardı. Bu araştırmalar doğru mu değil mi tartışılır ama Gülen ekibinin ve dolayısıyla İslami grupların zan altında olduğu bilinen bir gerçekti ..

       AKP Hükümeti’nin tek başına iktidarı dolayısıyla yaşanan “İslamcılık” gerginliğini çomaklamak istiyorsanız, Hablemitoğlu seçilecek en doğru hedeflerden birisidir.

       Herkesin “derin devlet” tanımlaması da farklı, herkes farklı kurumları algılıyor,ya da farklı isimlerle anıyor Derin devleti fakat şurası açık ki bugün şüpheliler listesinde “DERİN DEVLET” de var.

       “AKP iktidarını yıpratmak için derin devlet kaynaklı provakasyonlar yapılacaktır” iddiasını dile getirenler, bugün haklı çıktıklarını söylüyorlar !!!!

       
       Hablemitoğlu Alman vakıfları ve Bergama altınları konusunda da çok sayıda araştırma yapmış isimdi. Yayınladığı araştırmalar Alman vakıfları aleyhinde açılan davada büyük rol oynamıştı.

       Cinayetten sonra, pek çok kişinin şüpheliler listesinde Alman vakıfları ve bağlantılı kişiler de var .

       Hablemitoğlu’nun araştırmalarında yeralan casusluk suçlamaları ise bambaşka onlarca şüphenin ve şüphelinin kaynağıdır. İstihbarat servislerinin isimleri işin içine girdiği andan itibaren, ki Hablemitoğlu, başta Alman vakıfları ve Bergama altınları olayı olmak üzere pek çok çalışmasında istihbaratçılık ve casusluk suçlamasında bulunmuştur, artık kimin ne yaptığının izini bulmak son derece güçtür.
       
12 sene geçti birkaç ay sonra faili meçhul kalan bu menfr cinayetin 13. Senesine gireceğiz işte bu günlerde çok ilginç bir iddia daha ortaya atıldı.

Köstebek’i yazma!

Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun, öldürülmeden önce en son Gülen cemaatinden Mustafa Özcan ile görüştüğü iddia edildi. Cemaat, Hablemitoğlu’na ‘Köstebek’ kitabını çıkarmaması için para teklif etmiş

Ankara’daki evinin önünde 18 Aralık 2002 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun saldırıdan önce üst düzey bir Cemaat mensubuyla görüştüğü ileri sürüldü. Hablemitoğlu’nun “suikasttan önce görüştüğü son kişi” olarak tanımlanan üst düzey cemaat yöneticisi Mustafa Özcan’ın Hablemitoğlu’ndan “Köstebek” kitabını çıkarmamasını istediği belirtildi.

İddiaya göre olay şu şekilde gelişti: Bilindiği üzere Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, Emniyet içinde Fethullah Gülen cemaatinin yoğun faaliyetlerini kitaplaştırmak için çalışmaya başladı. Kitaba son şeklini veren

Hablemitoğlu’nun bu çalışmasından bugunlerde F tipi olarak adlandırılan örgüt haberdar oldu.

Bunun üzerine Cemaat’in örgüt yapılanmasında ‘Türkiye İmamı’ olarak geçen Mustafa Özcan, Hablemitoğlu ile görüşmek istedi. Hablemitoğlu bu görüşmeyi kabul etti. İkilinin görüşmesinde Mustafa Özcan, Hablemitoğlu’ndan kitabı çıkarmamasını istedi. Bunun karşılığında da yüklü bir miktarda para teklif etti. Ancak Hablemitoğlu bu teklifi reddetti. Hablemitoğlu’nun, suikasttan önceki son görüşmesi bu oldu.


İddiaların kaynağı belli , iddia sahibi de …

CİNAYET ANINDA BÖLGEDE ÜÇ SAAT CEP TELEFONU KESİNTİSİ OLDU

Aydınlık’ın o dönem bölgede görev yapan emniyetçilerden ulaştığı bilgiye göre, suikasttan bir saat önce ve suikasttan 2 saat sonra olmak üzere 18 Aralık 2002 akşamında bölgede toplam 3 saatlik bir cep telefonu kesintisi oldu. Bu üç saat boyunca GSM operatörlerinin devreden çıkarılmasının, operasyonun büyüklüğünü gösterdiğini belirten cinayet masası polisleri “Bu kesinlikle çok büyük bir gücün yapabileceği operasyondu” değerlendirmesini yaptı.Bu çok büyük güç kim acaba ?

” GÜLEN CEMAATİ TSK”YA KARŞI EMNİYETİ HAZIRLIYOR

 Necip Hablemitoğlu’nun “Köstebek” kitabı da suikasttan sonra piyasaya çıktı. Kitapta, Fethullah Gülen’ in “hasım cephe” diye tanımladığı cumhuriyetçi ve farlı kurumlar ve kişiler içerisinde en fazla çekindiği kurumun TSK olduğu, bu nedenle Gülen’in Emniyet teşkilatı ve istihbarat birimlerinin içine sızmayı birincil strateji olarak gördüğü belirtilerek F tipi örgütün sızma faaliyetleri anlatıldı.  

Hablemitoğlu hazırladığı ve ölümünden sonra çıkan KÖSTEBEK isimli kitabında, Fethullah Gülen’in Emniyet teşkilatı içindeki örgütlenmeyi TSK’ya alternatif silahlı bir güç olarak gördüğünü vurgulamıştı.

“ HABLEMİTOĞLU DOSYASI DİDİK DİDİK EDİLECEK “

Geçtiğimiz günlerde basına sızdırılan bir genelgeye göre, Emniyet Genel Müdürlüğü, aralarında Hablemitoğlu suikastının da olduğu çok sayıda suikastı yeniden araştırmaya başlamıştı. Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi’nden 30 ilin Emniyetine gönderilen 23 maddelik yazıda bu suikastları F tipi örgütün yaptığı yönünde varsa bilgi ve belge paylaşımı talep edilmişti.

Şimdi tekrar cinayet gününe dönelim ; Doçent Doktor Necip Hablemitoğlu 18 aralık 2002 tarihinde Çankaya portakal çiçeği sokağındaki evinin önünde ve ailesinin gözleri önünde katledildi katil ya da katilleri teşhis edecek kimse çıkmadı , zaten bir iz delilde bırakmadan kaybolmuşlardı ortalıktan, işte tam bu sırada yani tam cinayet anında Fethullah Gülen Ne yapıyordu biliyormusunuz ,? Uyuyordu  , derin uykusunda rüya görüyordu hoca efendi ,  gördüğü rüya ise Necip hablemitoğlu cinayetiyle ilgiliydi .


Bu iddianın sahibi ise yine iddialara göre  Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Davut Aydüz”ün ta kendisiydi . .

İddiasına göre ,  ; Amerika”da bulunan Fethullah Gülen”in hablemitoğlu Cinayetinin rüyasını görmüştü .   Fethullah Gülen Prof.Davut Aydüz olduğu iddia edilen kişiye bizzat kendisi anlatmıştı bunları . .

Prof. Davut Aydüz , Gülen”in rüyasını dinledikten sonra o da etrafına eş dost kim varsa bu ilginç rüyayı ballandıra ballandıra anlatıyordu . .“ Geçen Amerikaya gittiğimde  Hocaefendi bana gördüğü bir rüyayı anlattı diye söze girerek  .

“ FETHULLAH GÜLEN RÜYASINDA CİNAYETİ GÖRDÜ “

 “ Hablem …… itoğlu öldürülmeden bir gün önce bir rüya görmüştüm, bunu hoca efendi anlatıyor, rüyamda bir kulübedeydim, Emin Çölaşan ve etrafındaki birkaç koruma bana zarar vermek istiyordu, ama ben nasılsa bir yolunu bulup onlardan kaçtım.. Fakat o adam ( Emin Çölaşan) bana sonradan … itoğlu olarak göründü, hablem…itoğlu  Ve bir gün sonra da öldürüldü… Sonradan duyduk ki , bunu hiçbir yerde duymanıza imkan yok arkadaşlar... Bunu öldürenler  çok ses getirsin diye aslında Emin Çölaşan’ı öldüreceklermiş ama onun korumaları çok olduğu için oldürmeyi göze alamamışlar.  Sonunda o zavallı Mitoğlu gitti ya da İtoğlu gitti . . . . .

İt oğlu öldürünce olay mahalline gelen savcı Nuh Mete Yüksel yanlarında getirdikleri hoca efendi ile ilgili olan disketleri Hablemitoğlu’nun bilgisayarına koyuyorlar. . . Sanki hakikaten hoca efendi ile ilgili olarak çalışıyormuş ve o öldürtmüş gibi bir hava veriyorlar. . . Ama elhamdülillah birileri bunun bu oyunun ortaya çıkartıyor  . . Ne filmler çeviriyor adamlar. O gün basına yansıtılan hep hoca efendi üzerinde çalışıyor da falan filan nereden nereyeeeee…..”

Prof.Davut Aydüz olduğu iddia edilen kişinin Fethullah Gülen”in ağzından anlattığı RÜYA işte böyle ..

Katil ya da katiller aslında Emin Çölaşan’ı öldürecekmiş ama yanında korumalar fazla olduğu için buna cesaret edememiş, Emin olmadı, Necip olsun bari diyerek korumasız, savunmasız laik Türkiye Cumhuriyeti’nin savunucusu bir aydını katletmişler.


Davut Aydüz isimli Prof.olduğu iddia edilen kişinin Fethullah Gülenin Cebrail ile irtibat kurduğu ,karşılıklı istişare yaptığı da anlattıkları arasındaymış Fethullah Gülenin rüyalarında  kendisini  Cennette gördüğünü , Peygamber efendimizle sohbetler yaptığını falan anlatıyormuş fakat konumuz bu değil …

Anlatılanların bir rüyadan ibaret olduğunu varsayalım , rüyayı anlatan kişinin  “ Bunu öldüren insanlar aslında Emin Çölaşanı öldürecekmiş ama korumaları olduğu için hablemitoğlunu öldürmüşler ,bunu da hiçbir yerden duymanıza imkan yok  “ derken kendisi nereden duymuş ki böylesine önemli ve  iddialı sözleri?

Akıllara Bu sözleri sarf eden kişinin Katil ya da katillerle bu konuyu bizzat konuştuğu gelmiyor mu ?Korkunç iddiayı nereden duydu Fethullah Gülen?


Şimdilik , Bu iddiaların hepsini bir tarafa bırakalım,  Ülkesi için canını vermekten bile çekinmeyen hablemitoğlunun ardından  “ Mit miydi ?  , İt miydi ? “ demek Müslüman evladına yakışır mı ?

 
Eğer doğruysa  tüm bunlar ; Vatan uğruna canını veren,  insanları aydınlatmak uğruna , laiklikten zerre kadar ödün vermemek uğruna menfur bir cinayete kurban giden  halk adamının arkasından, hakarete varan konuşmalar yapmak Müslümanlık mıdır ?  

Bu şekilde konuşmak  tetikçileri cesaretlendirmek bir daha, bir daha demek değilmidir ? En önemlisi de Cinayetle ilgili olarak Gülen Cemaati suçlanırken Cemaatin liderinin böylesine ilginç şekilde rüya görmesi manidar değilmidir ?  anlatılan bu rüya neyin nesidir ? Gerçek midir ?

EMİN ÇÖLAŞAN KORUMALARI SAYESİNDE ÖLDÜRÜLMEKTEN KURTULDU

“ Emin Çölaşan”ın korumaları vardı canını kurtardı ;  Hablemitoğlu tek başınaydı , korunmasız ve korumasızdı  öldürüldü”  öyle mi

Bu ilgİnç Rüyayı anlattığı iddia edilen Sakarya  Üniversitesi  öğretim görevlisi Prof.Dr.Davut Aydüz ve rüyayı gördüğü iddia edilen Fethullah Gülen”in Menfur cinayeti aydınlatmak için kurulan komisyona ve savcılığa açıklama yapması gerekmez mi ?

 
Bu arada çok ilginçtir ki ,  geçtiğimiz günlerde Gazeteci yazar Sevilay Yükselir”in Zaman yazarı İbrahim Öztürk, tarafından Necip Hablemitoğlu üzerinden tehdit edilmesi de manidardır . .
Zaman gazetesi yazarı İbrahim Öztürk  Twitter’da yazdığı bir mesajla resmen Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir’e “ölüm tehditli ima”da bulunmuş , Yükselir için “İçine Hablemitoğlu kaçmış” diye yazmıştı .
Sevilay Yükselir bu mesaja karşılık olarak ölümle tehdit edildiğini söyleyerek savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu …
Bakınız bu tehdit meselesi de çok ama çok önemlidir , Türkiye”de son yıllarda katledilen bir çok gazeteci yazar akademisyen vardır ve niçin o isimlerden biri kullanılmamıştır da ,  örneğin , “ içine Uğur Mumcu kaçmış “ ya da “ Çetin Emeç kaçmış “ denmemiştir de “ Hablemitoğlu kaçmış” diyerek onun ismi telaffuz edilmiştir . . . Bu bile titizlikle araştırılması gereken bir ayrıntıdır . .
T.C Savcılarının böylesine önemli bir konuda harekete geçeceklerinden şüphemiz yok ve bu ayrıntılarında atlanmayacağından eminiz ..

Dönemin Başbakanı,Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdogan”ın yakın ilgi gösterdiği bu menfur cinayetin yakın takipçisi olduğunu da gayet iyi biliyoruz , O halde en küçük bir delili dahi değerlendirmek herkesin boynunun borcudur ve manidar bir şekilde anlatılan bu rüya, yabana atılmamalıdır ….

Serdar Tay

 

Resim Galeri
  • Yaratıcı Zihinler dur durak bilmiyor
  • Yaratıcı Zihinler geleceğin Bilim Adamlarını yetiştiriyor
  • Kerimoğlu toplantı yapan işçilere Rest çekti
  • Mecliste helalleşti sıra ilçe halkında
  • Şevval Sal , Kerimoğlu düeti
  • Kulaklarımızın pası silindi
  • Leyla ile mecnun sahnelendi
  • Müjdat Gezen Sanat Merkezi Bakırköy'de açıldı ...
  • Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden Düşünen Şarkılar
< >